Fıkıh Nedir?
Fıkıh Nedir?
Fıkıh, İslam hukukunu tanımlamak için yaygın olarak kullanılan bir kelimedir. Ancak bu Arapça kökenli kelime, ilk akla gelen tanımlardan çok daha büyük bir kapsama sahiptir: Fıkıh, yasal davranış kurallarını veya dini belirtmek için kullanılabilir. Adeta bir ilim olarak kabul edilmiş ve fıkıhla uğraşanlara fakih denilmiştir. Fıkıh, Kuran’da da kullanılan Arapça bir kelimedir. Bu kelimenin basit anlamı bir şeyin özüne gitmek ve onun bütün inceliklerini kavramak ‘tır. Kuran’da kullanıldığı şekliyle keskin bir anlayışa ve ince bir zekâya işaret eder. Bu bağlamda bir sahtekâr, bir şeyi çok iyi bilen kişi anlamına gelir. Fıkıh, hicri takvimin ilk zamanlarında elde edilmesi güç olan dini bilgiler için kullanılan toplu bir terimdir. Ancak zamanla sadece din ve dünya hukukunu kapsayan bir hukuk terimine evrilmiştir.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde fıkıh kelimesinin anlamı için iki farklı açıklama vardır. Açıklamalardan biri eski öğrenme stilleri bağlamında, diğeri ise dini bilgiler bağlamındaydı. Fıkıh öğrenen kişiye Fakih denir. Bir kimsenin yapıp yapmayacağını gösteren fıkıh ilmi de Hadis-i Şerif’te zikredilmiştir. Hadis-i şerifte en mühim ibadetin fıkıh öğrenmek ve öğretmek olduğu bildirilmektedir.
Fıkıh Kelimesinin İslam’da ki Yeri
Sözlükte “bir şeyi bilmek, bir şeyi tam olarak kavramak, derinden anlamak” anlamlarına gelen fıkıh kelimesi, ilim veya fehim gibi yakından ilişkili diğer terimlerden daha özel bir anlam taşır. Bir konunun derinlemesine anlaşılması ve anlaşılması’. Fıkıh teriminin Kur’an, hadis ve erken İslam’daki kullanımı bu sözlüğün anlamı içinde kalmış, ancak terim genel olarak Kur’an ve hadise dayalı dini bilgi ve anlayışı ifade etmektedir. İslam toplumunda iki ana bilgi kaynağını oluşturan hadis ve âyet, yüzyılın sonlarından itibaren İslam’ın kişisel ve toplumsal hayata ilişkin uygulamalı hükümlerini inceleyen ve bilen bilim dalını ifade eden bir terime dönüşmüştür. .Kelimenin kavramsal anlamının netleşmesi ise sonraki yüzyılda gerçekleşecektir.
Fıkıh kelimesi, Kur’an’da 20 yerde farklı fiil kalıplarıyla geçmektedir ve genel olarak ‘bir şeyi tam olarak anlamak, bir şeyin hakikatini kavramak, bilmek ve tespit etmek’ anlamlarına gelmektedir. Bu ayetlerden birinde “fi’d-din”in kayıtlı olması, kelimeye “dini derin bilgi sahibi olmaktan daha özel bir anlam vermektedir. Hadislerdeki fıkıh ve türevleri, mutlak olarak kullanıldığında “yeterli, doğru ve derin bilgi ve anlayış”, “fi’d” durumunda kullanıldığında ise dinî anlamlara gelmektedir. Kur’an bilgisi anlamına geldiği anlaşılmaktadır. Fıkıh kelimesi, sadece Kur’an ve Sünnet ilminin anlamını değil, aynı zamanda şu hadisin anlaşılmasına dayalı bilginin anlamını da içerir: “Pek çok kimseler vardır ki, fıkhı kendilerinden daha fazla anlayanlara verirler. .”
Ana kaynaklardan manevi çaba ile alınan hemen hemen tüm dini bilgileri belgeleyen kayıtlar vardır ve fıkıh, Ebu Hanife zamanında bu anlamda bir terim haline gelmiştir. Müslümanların iyi ve kötü huyları, özel hayatları, sosyal ilişkileri ve davranışları ile ilgili konuların ahlâk ve tasavvufun konusu haline gelmesiyle fıkıh terimi dinin bir koluna tahsis edilmiştir. İmam Şafi’nin tanımına göre fıkıh, bir dinin amelî hükümlerinin belirli delil ve kaynaklardan çıkarılarak elde edilen bilgidir.