İslam Dininde ADN Cenneti Hakkında Bilgiler

İslam dininde Adn Cenneti, sadece Allah ( c.c) yolundan son nefesine kadar ayrılmayan ve sevapları günahlarından daha ağır basan seçkin müminlerin sonsuz mutluluğa kavuşacağı ebedi bir cennet bahçesi olarak tasvir edilir. İnsan dünyaya belli bir süre yaşamak ve bu oyunda rol almak üzere gelir. Tek görevi Allah (c.c) rızasını kazanmaktır. Bunun dışında bir amacı olmamalıdır. Cömertlerin en cömerdi olan yüce Rabbimiz de böylesi insandan memnun olur ve onu ölümün dokunamadığı cennetlerine alır. Cennet kademeleri hakkında makalemizin ilerleyen bölümlerinde bilgi verilecektir. Ancak öncesinde insanın ADN cennetlerini hak etmesi için kazanması gereken önemli bir idrak seviyesine değinmemiz gerekiyor.

İnsanın Bu Dünyadaki Amacı Nedir?

Ne var ki insan, dünyaya geldikten sonra, ailesi çevresi toplumu ve eğitimi ile şekillenir, akla hayale gelmeyecek dar kalıplara bürünür ve esas varlığının amacını unutur. Zaman zaman, insanın karşısına getirilen olaylar, hastalıklar kazalar belalar ve imtihanlar, onu özüne çekmeye çalışsa da insan bunu idrak edemez. Sonra da bela üstüne belalarla geçen çileli bir hayatı başarısız şekilde tamamlarken üzgün ve kafası karışık halde yolculuğu tamamlar. Nihayetinde diğer yaşama doğru bedeni dünyada bırakarak ilerlemeye başlar. İnsanın macerası asla bitmez. Hz isa ( a.s) bu konuda “Koskoca dünyada, başını rahatça koyabileceği bir taşı bile yoktur insanın!” sözü dikkat çekicidir. Yine Peygamber efendimiz Muhammed ( s.a.v) : “La Rahatun Fid’dünya!” diyerek dünyada rahatlık yoktur! Gerçeğini bize hatırlatır. İnsan; dünyaya yemek içmek eğlenmek için gelmedi. Bu düşünce bin yıllar önce Hindistan’daki Çarvakalar felsefesine ait çürük bir felsefedir. Onlar; “dünyada her istediğini yap ama hayatını iyi yaşa, çünkü başka bir hayat yok!” diyecek kadar gaflet içine düşmüşlerdi. Hala onların yolunu gizliden gizliye icra eden milyonlarca insan bilinçli veya bilinçsiz olarak bu felsefeyi devam ettiriyor. Oysa insanın asıl amacı bu değildir. Dünyada kendisine biçilen rolü hakkıyla icra etmek ve her an Rabbimizin bizi gözetlediğini bilerek, şükürle sebatla yaşamaktır. İşte mümin insanın amacı budur, mümin insanın hediyesi de ADN Cennetleri, Firdevs Cennetleri gibi ulvi süptil mekanlar ve boyutlardır. Ne yazık ki; şu an dünyada yaşayan 8 milyara yakın insanın yüzde biri dahi bu farkındalıkta değildir. Çoğu dünyanın meşgul edici olayları ile savrulmaya devam ederler. Onların uyanışı tam olarak ölüm anında olmaktadır. Ancak o zaman da iş işten geçmektedir. İnsanın dünyaya misafir olma amacı; şükür itaat, sevgi, merhamet ve deneyimle olgunlaşma, ilerlemedir. İnsanın görevi sürekli olarak, avlanmak üzere olan bir ceylan gibi tetikte olmaktır. Belgesellerde izlediğimiz ceylanların bir an dikkati elden bırakmaları nasıl ki hayatlarına mal oluyorsa, insan için de durum aynıdır. İnsan “nisyan ( unutkan)” bir varlık olarak yaratılmıştır. Sürekli olarak unutur.

Kur’an’da ADN Cennetleri

Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’de Adn Cenneti’nden şöyle bahsedilir: “Allah, takva sahipleri için altından ırmaklar akan cennetler hazırladı. Orada onlar için temiz eşler vardır. Allah’ın rızası ise en büyük hazinedir.” (Tevbe Suresi, 72) Adn Cenneti’nin özellikleri hakkında hadislerde de birçok bilgi yer almaktadır. İşte Adn Cenneti’nin bazı özellikleri: Tasvir olarak; Adn Cenneti, yüksek duvarlarla çevrili bir bahçeye benzer. Duvarlarının altından tertemiz ırmaklar akar. Cennetteki ağaçlar, dünya ağaçlarından daha büyük ve daha güzel ve daha gerçekçidir. Ağaçların meyveleri her zaman taze ve lezzetlidir. Bu tasviri Hindistan’da ölümünden 3 ay sonra müridine görünen, Kriya Yoga ustası Sri Yukteswar Guruji de öğrencisine deklare etmişti. Onun cennet hakkındaki sözleri 2-3 sayfa kadardır ve bu sözleri öğrenmek isteyenler bir yoginin otobiyografisi isimli eseri alıp okuyabilirler. Ustanın söz ettiği cennet mekânının adı da -Hiranyaloka cenneti- dir. Bu makaleyi okuyanlar arasından; “Bu insan müslüman değildi ve nasıl olur da cennetlerden bahseder” şeklinde itirazlar gelecektir. Biz de onlara şu cevabı vermek durumundayız. Her yer Allah’ın mülküdür ve her kul Allah’ın kuludur. Sınırı olmayan evrenlerin sahibi Allah’tır. Kalpleri bilen de O’dur. Dilediği kimseyi alır ve dilediği kimseyi sınırsız sayıdaki cennetlerine koyar. Bunu yargılamak; biz insanların işi değildir. Bize düşen görev, iyi bir insan olarak yaşam görevimizi tamamlamaktır. Biz Adn cennetleri konusuna geri dönelim.

Cennet bahçelerinde, altın malzemesinden yapılmış koltuklar ve döşekler bulunur. Bu koltuklar ve döşekler her türlü konforu sağlar. Adn Cenneti’nde, müminler için özel olarak hazırlanmış evler vardır. Bu evler altından yapılmıştır ve içlerinde her türlü nimet ve lüks bulunur. Cennetteki ırmakların suyu tatlı ve berraktır. Bir tasvire göre;  bu ırmakların kenarlarındaki taşlar, mücevherlerle süslenmiştir. Cennetteki melekler, müminlerin her isteğine anında cevap verirler.  Adn Cenneti’nde, müminler için özel olarak hazırlanmış eşler vardır. Bu eşler, dünya kadınlarından daha güzel olup, her türlü ihtiyacı karşılarlar. Cennetteki havanın temizliği ve güzelliği de dünya havasından çok farklıdır. Cennetteki havada zerre kadar göze hoş gelmeyecek manzara yoktur. Adn Cenneti’nde, müminler için her türlü nimet ve sınırsız konfor bulunur. Bu nimetlerin sayısı ve çeşitliliği, insan aklının kavrayabileceğinden çok daha fazladır.

Adn Cenneti, İslam inancında müminlerin sonsuz mutluluğa kavuştuğu ebedi bir cennet bahçesi olarak tasvir edilir. Bu cennetteki nimetler ve eşsiz konfor dünya nimetlerinden çok farklıdır ve insan aklının kavrayabileceğinden çok daha fazladır. Müminler, Adn Cenneti’ne Allah’ın rızasını kazanarak gidebilirler.Oradaki yaşam dunya hayatı ile kıyaslanamaz. Sonsuza kadar sürer ve müminler nimetler içinde zaman ve mekan sınırı olmadan sonsuza kadar huzur ve keyif içinde ruh olarak yaşamlarına devam ederler. Sık sorulan sorulardan birine de bu yazıda değinmek istiyoruz. Ruhlar yiyip içiyorsa; ve cennetlerde kirli necis kötü hiç bir şeyyoksa acaba tuvaletlerini nasıl yapıyorlar? Bu sorunun cevabı basittir değerli okurlar: ruhların yemesi içmesini anlayabilmek için; fiziksel alem ile rüya alemlerini karşılaştırabiliriz. Rüya aleminde görülen güzel vizyonlar; asrtal alemlerin vizyonlarıdır. Rüya aleminde bol bol yiyip içiyoruz ama fiziksel  olarak değil, ruhsal bir tatmin söz konusudur. Zaten ruh, bedeni bıraktığında tatmin olacak ya da mutlu olacak bir irade kalmıyor. Bu da demektir ki acıyı çeken de zevki alan da beden değil, ruhtur. Özetle orada gözlerin görmek istemeyeceği çirkin vizyonlar – görüntüler yoktur.

Cennete Gitmek için Ne yapmalıyız?

Cennete gitmenin garantisi varmış gibi; bu soru her zaman sorulmaktadır. Ancak kainatların sahibi; dilediği kimseleri cennetine koyar. Dilediği kimselerin ruhunu da karanlık loş ateşli ve kasvetli mekanlara hapseder. Ancak biz müslümanlar olarak bize verilen vaatler çerçevesinde; sadece Allah rızasını gözeterek yaşamak, ibadette kusur etmemek, fakire düşküne yolduza yetime yardım ederek ve kul hakkı yememek gibi işleri, hayat boyu dikkatli yaparak tüm hayatı bitirdiğimizde cennete girme umudumuz olur.

Hayat, başarılı ve şerefli bir şekilde bitirildiğinde; biz müminleri bekleyen Adn Cenneti’nde, müminlerin her türlü dileği kabul olacaktır. Bu nedenle müminler istedikleri her şeyi yapabileceklerdir. Adn Cenneti’nde, müminler arasında dostluk ve kardeşlik bağları, dünyadakinden daha sıkı devam eder. Hatta bu bağlar daha da güçlenecek ve birbirleriyle sohbetler edeceklerdir. Ruha hoş gelen tüm güzel aktiviteler Adn cennetinde müminleri bekler. Adn Cenneti’nde, müminlerin gezebileceği ve keşfedebileceği birçok sınırsız boyut olacaktır. Bu alanlar, güzellikleri ve farklılıkları ile dünya nimetlerinden çok daha üstün olacaktır. Cennet sakinleri, diledikleri an istedikleri yerlere uçabilecekler. Diledikleri bedenlere bürünebilecekler. Diledikleri ağaçlardan diledikleri meyveleri yiyebileceklerdir. Adn Cenneti’nde, müminlerin dinlenebilecekleri birçok alan bulunacaktır. Bu alanlar, huzur veren manzaraları ve sessizliği ile dünya nimetlerinden çok farklı olacaktır. Adn Cenneti, müminlerin sonsuz mutluluğa kavuştuğu bir cennet bahçesi olarak tasvir edilir. Cennetteki aktiviteler ve nimetler, dünya nimetlerinden ve faaliyetlerinden çok farklıdır ve insan idrakinin kavrayabileceğinden çok daha fazladır. Müminler, Adn Cenneti’nde Allah’ın rızasını kazanarak sonsuz mutluluğa kavuşacaklardır. Google